Osmanli Imparatorlugunda 19. yüzyila girilirken siyasette resmi kurumlari ve din ayrimlarini asan projeler olusturmak icin aile ve himaye iliskilerini kullanan bireysel aktörlerin önemli bir agirligi vardi. Bu uzun yüzyilin ilk otuz yilinda imparatorlugu sarsan ihtilaller sürecinde -1821de baslayan ve 1832de bagimsizlikla sonuclanan Yunan isyani; 1826da yeniceriligin kaldirilmasi ve bu ortamda Misirda Mehmed Ali Pasanin ciddi bir tehdit olusturacak sekilde yükselisi- resmi iktidar aygitinin disinda kalsalar da söz edilen iliskileri kullanarak Osmanli yönetisim sistemi icinde yer almis bu aktörler de önemli roller oynadilar.
Isyanlar patlak verince, merkezi devlet suclu olarak algiladiklarini ve ortaklarini cezalandirma politikasini benimsedi. Bunu yapinca, Fenerlilerin ve yenicerilerin icinde yer aldiklari pek cok siyaset alaninda bir güc boslugu ortaya cikti. Osmanli devletinin restorasyonu ancak 1830larda, yeni bir yönetisim düzenlemesiyle saglanabildi. Bu yeni düzenlemede Büyük Güclerin agirligi giderek daha cok hissedilirken, iceride de diplomasinin askeri güc karsisindaki önemi en azindan Tanzimat döneminin sonuna kadar sürekli artti. Babiali de, devletteki merkezilesme cercevesinde kendi kordiplomatigini yeniden yapilandirincaya kadar, Fenerlilerden yararlanmayi sürdürdü.
Christine M. Philliou, Fenerli elitin önemli bir üyesinin, Stefanos Vogoridisin 1780-1859 mesleki kariyerinin farkli asamalari üzerinden bu kritik döneme isik tutarken, bir Fenerli biyografisini Osmanli Imparatorlugunun bu belirleyici degisim sürecinin anlatisina, Bir Imparatorluk Biyografisi ne dönüstürüyor.