Imparatorluklar ve Mutfaklarda, ilkel atalarimizin tahil asciliginda ustalasmalariyla ortaya cikan; Islam, Hiristiyanlik, Budizm ve diger dinlerle sekillenen; imparatorluklarla birlikte alt ve üst siniflara ayrisan; özellikle son iki yüzyildir, ulusdevletlerle orta siniflasan mutfaklarin tarihi anlatiliyor. Rachel Laudan uluslarin bugün kendilerine has oldugunu düsündükleri, gurur ve hatta kiskanclikla sahiplendikleri mutfaklarin artik büyük oranda yiten izlerini sürüp ortak kökenlerinin pesine düsüyor. Imparatorluklar ve Mutfaklarda, ayni zamanda bugdayin ve diger tahillarin dünyanin farkli yerlerinde benzer ve birbirleriyle alakali sürecler sonunda beslenmemizin temeline yerlesmesinin; tuz, seker ve baharatin lüks ürünler olmaktan cikip herkesin ulasabilecegi gidalara dönüsümünün; kahve ve cay gibi dinle iliskilendirilen iceceklerin sosyal icecekler haline gelisinin, hazir gida ve konserve endüstrisinin gelisimiyle orta sinif mutfaklarin dünyanin dört bir yanina dagiliminin; mantinin, dondurmanin, mangolarin, patatesin ve misirin kitadan kitaya yolculugunun hikayesi de anlatiliyor.