Irne Melikoffun Anadolu Türk Islamina olan meraki 1960 yilinda tamamladigi iki ciltlik Danismendname incelemesiyle baslamis ve 2009daki ölümüne dek derinlemesine yaptigi arastirmalarla devam etmistir. Ömrünün kirk yilindan fazlasini Bektasi tarikatini ve heteredoks halk Islaminin inanc ve uygulamalarini inceleyerek, her defasinda yeni seyler ögrenerek ve sürekli kesfederek gecirirken bu arastirma alaninin öncülerinden biri haline gelmistir. Bektasi-Alevilerle kurdugu manevi temaslarin ruhani ufkunu genislettigini, kendisini merhamet, iyilik ve hosgörünün hüküm sürdügü dinler üstü boyutlara yükselttigini her defasinda dile getiren Melikoff icin Alevilerin fahri anasi yakistirmasi yapilir. Alevilik-Bektasilik olgusunu temellerinden ve bilesenlerinden baslayarak inceleyen ardindan da sembolizm, maneviyat, ayinler ve siirler, mistik sarkilar ve semahlar üzerinden irdeleyen toplam on dört makaleden olusan Uyur Idik Uyardilar yayimlanmasindan yaklasik otuz yil sonra yeni cevirisiyle yeni yayinevinde okurlariyla bulusuyor. Geriye dönüp baktigimda anliyorum ki, kollarini acip beni kabul eden, konukseverliklerini cömertce gösteren, bana ictenlikle yüreklerini acan ve beni kendilerinden ayirmayan kisilerle yakin iliskilerim, bana her seyden önce Anadolu halkini tanimayi ve sevmeyi ögretti. Onlarin hayatlariyla, gelenekleriyle bütünlesebildim ve dost bir ülkede bahtiyar oldum.