Ne kadar cok cevapsiz sorular icindeyiz. Neden yüzyil önce degil de simdi bu anda yasiyoruz Yüzyil önce yasamadigimiza dair bir özlemimiz yokken yüzyil sonra olmayacagimiza dair onlarca korkularimiz var. Dünya akip gidiyor. Kimi bir saniye yasarken, kimi bir gün, bir digeri de yüz yil yasiyordu. Kimi görmeden, duymadan yürüyemeden, konusamadan yasiyorken; kimileri de saglikli bir bedenle intihar ediyor yasamayi basaramiyordu. Kimileri görmeden, duymadan, elsiz ve kolsuz, hayata dört elle sariliyor ve yasama sevinci tasiyordu.
Bir yolculukta idik...
Aklin egemenliginin olmadigi bir öfke ve arzu durumu bizi varlikla degil darlikla bulusturur. Kontrolsüz bir öfke ve sonu gelmeyen isteklerle insan cok farkli ve yorucu bir hayati yasar. Sorguladikca özgürlesiyor, özgürlestikce de hayatin anlami bize kendisini aciyor, acimliyordu. Iste bu an var oldugumuz andir. Bütün dünyayi kesfedip kazansak da kendimizi tanimiyor ve yabancilasiyorsak ne anlami kalir