Toplumlari en cok etkileyen unsurlardan olan salgin hastaliklari sosyal ve ekonomik tarih calismalari baglaminda ele almak, yeni bir yönelim olarak görülse de esasen bir mecburiyettir. Özellikle Sanayi ve Fransiz devrimleri sonrasi Avrupada dönüsen devlet yapisi ve bu dönüsümün bir nüvesi olan saglikli vatandas düsüncesinin ortaya cikmasi, kamu sagligi uygulamalarinin yayginlasma ve modernlesme sürecini de beraberinde getirmistir. Bu sürecin bir parcasi olarak devletin temel vazifesi saglikli vatandaslar, isciler ve askerler yetistirmek olmus, bu durum devlet-toplum iliskisinde karsilikli cikara dayali bir denge kurulmasinin ve gündelik hayatta hem kisa, hem de uzun vadeli bazi temel pratiklerin yer edinmesinin önünü acmistir.
Elinizdeki kitap salgin hastaliklar ve kamu sagligi uygulamalarini, cesitli tarihsel dönemlerde devlet ve toplum perspektifinden inceleyen bir calismalar bütünüdür. Icerdigi yazilar, kamu sagligi ve kenti sihhilestirme cabalari cercevesinde mekan ve kurum özelinde bazi degerlendirmelerde de bulunarak, imparatorlugun ve cumhuriyetin genel saglik politikasi hakkinda fikir vermektedir. Bu calisma, bir taraftan Osmanli Imparatorlugundan Türkiye Cumhuriyetine uzanan zaman diliminde devletin saglikli vatandaslar yetistirmek icin tesis ettigi kurumlari, bireylerin bu ugurda nasil seferber edildigini inceleyerek, devletin saglik politikalari baglaminda zihniyet degisimini ele almakta; diger taraftan ise toplumun belirleyiciligine ve saglik tarihinin uluslari asan özelligine dikkat cekerek, sinirlarin sadece devletleri birbirinden ayiran bir hattan ibaret olmadigini gözler önüne sermektedir.