Bizi insan yapan dilimiz kadar yaralarimizdir. Yazdigimiz her sey, yaramizdir ve yaralarin beyani esastir... Ibn-i Haldunun Cografya kaderdir cümlesinden el alip cogaltirsak, yaralarimiz da kaderimiz ve kederimizdir.
Insan derdi ve yarasi oldugu icin yazar. Insan derdiyle ve yaralariyla bas etmek icin de yazar. Kaybin yasini tutmak icin de yazar insan. Yazarin alnina yazilan okurun alnina da yazildigi icin, bu tür cok kapili ve cok katmanli kitaplar düz okur degil düsorganik okur talep eder.
Kitabin kahramani Sibelin yaralari bizim de yaralarimizdir, ama hicbir yara anonim degildir. Her yaranin tarihi de tabiri de baskadir. Cünkü herkes kendi acisina ve kendi yarasina kiracidir. Sibelin yaralarini göstermekle kalmiyor, okura da kendi yarasini hatirlatiyor bu kitap. Cünkü yazar-kitap-okur iliskisi, bir yaniyla yaralarin tanistirilmasi ve yardima cagrilmasi hevesidir.
Zarfin pula, pulun zarfa; gönderenin aliciya, alicinin gönderene; asiklarin birbirine ve aska yakismadigi bir zamanda Rukiye Ekenler, mektup ve yara odakli ilk romani Bahar Mektuplari ile selamliyor okuru.
Mektubunkitabin icine kus yerine yaralarini koyan bir yazarla ve kitabiyla tanismak cok kiymetli...
Sezai Sarioglu