Sair, toplumsalin, rasyonel ve kilgisal evreninin disinda, dilin kavrayis olasiliklarinin sinirlarinda
gezinerek insani dünyayi etkileyen ama farkindaligimizin disinda kalan büyük kuvvetleri,
antikitenin ozanlik geleneginde oldugu gibi dile getirmek, insanliga duyurmak, yari kutsal bir
sezisle numenik dünya ile insanlarin dünyasi arasinda, hayatin ritmini kozmikle irtibatlandiran
sacerdotal bir aracilik yapmak durumundadir. Wittgensteinin dedigi gibi dünyayi dogru sekilde
görmek isteyen ifadeleri asmak zorundadir. Iste siirin asil fonksiyonu aklin ve dilin sinirlarini,
ifadenin sinirlarini asarak dogrudan bir dünya deneyimi icin metafizik bir davettir.