Baska bir yüzyildanmis gibi konusan, zarafet timsali bir Istanbul beyefendisi, Yasef. Ömrümde becerebildigim tek sey, bir kadini sevmekti, diyor. Cocuklugundan beri sevdigi kadin, Nur, Filistin savasinin ortasina dogmus, sevdigi herkesi bu savasta kaybetmis, köklü bir ailenin tek oglu olan Yasef gibi sevgi, ihtimam, egitim göremeden büyümüs, yabani huylu bir aktivist. Deger verdikleri her sey, birbirine ters.
Roman ve Gercek baslikli bölümlerle ilerleyen Bugu, kurgu ilerledikce romanin gercege, gercegin romana, Bakirköy Akil Hastanesindeki hastalarin doktora, doktorlarin hastalara dönüstügü, gerceklige, psikiyatri bilimine, roman teknigine dair yerlesik inanclarimizi sorgulayan, anti-psikiyatrik bir anti-roman.
Karadan ayrilmak icin denize cikmak gerekir; ama denizde oldugumuzun tadina varabilmek icin de denizden karaya bakmak esastir.Öldügümüz icin mi hayata bakip duruyoruz yoksa Yasasak ölüme bakardik.