Keciyi Beklerken Yevgeniy Dubrovinin en önemli yapitidir. Bu yapitta savasla parcalanmis, savastan önce var olan insanlik iliskilerinin yok edildigi yeryüzünde ahlaksal degerlerin gerekliligi son derece trajik bir boyut kazanir ve bir absürdün yol actigi yikim islenir.
Siddetle karsi karsiya kalan yetim cocuk ve yeni yetmelerin yazgisiyla sarsilan okur, iyiligin yasama yeniden dönmesi ve kalicilasmasi davasinda güc katmanin gerekliligini tüm benligiyle hissetmektedir.
Kasabada ve köylerde kol gezen yoksulluk, evlerini terk edip ormanda yasamaya alismis yeni yetmeler, erkeklerin savasa gitttigi yerlerdeki cocuklarin basi bos yetismeleri, cetelesmeleri; kolhozlarda yalnizca kadinlarin ve savastan yarali dönmüs erkeklerin calismasi ve insanlarin henüz arinamadigi sinifsal ayrim yapitin baslica konularidir.
Romanda yasananlar, aslinda fasizmin Ikinci Dünya Savasindan sonra Sovyetler Birligi cografyasinda biraktigi manzaranin tipik bir örnegidir.
Romanin baskahramaninin agzindan bir cocuk safligi ve kivrak zekasiyla öyküledigi olaylar dizisi bir trajediyle sonlanmaktadir.
Yapit 1988 yilinda Fransiz adi altinda sinemaya uyarlanmistir ve Sovyetler Birliginin bircok kentinde de sahnelenmistir.