...kizil, kipkizil günes bohcasini dürmeden sokaga cik, dört yol agzina gel... her yolun sonunda bir nehir göreceksin... her nehrin üzerinde kadim bir köprü kuruludur... birinci yolun birinci suyunun üstündeki köprü tahtadan, ikinci yolun ikinci suyunun köprüsü tastan, ücüncü yolun ücüncü köprüsü demirden, dördüncü yolun dördüncü suyunun üstündeki köprü alasimdandir... her su ayri bir renk, her köprü ayri bir yapim, her yol ayri genisliktedir... her yoldan gitmelisin, her köprüyü adimlamalisin, her nehire de bir kere dalmalisin... son irmagin rengi bulaniktir, dibi görünmez, dibine basmamalisin... sonra bir orman kapisinda beni bul, günese son kez el salla, gündüz bir agacin altinda can veren, gece olunca tekrar dirilen ruhumu avucla... üsüyen bedenimi avucla ve de ki senin bahtin, ölüm fermani imzalanmis babasini tuz kadar seven sehzadenin alnina yazilmistir... ayil ve diren...
iyi geceler sana...
üsüdüm, yere düstüm...