Camdan bir kutunun icinde kisili kalmis gibiydi. Basinin üzerini yokladi, orada da camdan bir tavan vardi belli ki. Görünmeyen duvari yumrukluyor, bagirarak yardim istiyordu. Ama kutu simsiki kapali oldugu icin sesini duyuramiyordu sanki. Birden basinin üzerinde bir agirlik hissetti, elini kaldirdi, tavan hareket ediyordu. Yavas yavas bir piston gibi asagi iniyordu. Önce direnmeye calisti ama görünmeyen tavan güclüydü.
Firtinali bir gecede eskici Keremin dükkaninda bir araya gelen eski lise arkadaslari gecmise dogru karanlik bir yolculuga cikarlar. Kerem icin bu yolculuk hem yeni bir askin kapisini aralayacak hem de yikimin baslangici olacaktir. Yasadigi ülkenin gecmisi, günü ve gelecegi Keremin pesini birakmaz. Binalarin, parklarin, bütün sehrin dönüsüp yerle yeksan oldugu bir zamanda roman kahramanlari yikimdan kurtulabilecek midir
Murat Gülsoy okurunu bir yandan hayatin sonsuz anlarini kaydeden bir zihne davet ediyor diger yandan görünmez bir kapanin icinde kisili kalmis kücük hayatlarin, bireysel acilarin, bencil hirslarin hemen yani basinda kanayip duran gecmise ait söylenmeyenleri isaretliyor.
Öyle Güzel Bir Yer Ki, siren seslerine kapilip giden yasamimizin, alacakaranlik dünyamizin romani...