Destansi ve coklu anlatimi ile hikayede kendisine farkli bir yer edinen Recep Seyhan, bu kitaptaki öykülerde bireyin evrensel tarihinden kesitler sunuyor; okuyucu, öykülerin anlaticilari ile insan ruhunun dehlizlerinde gizemli yolculuklara cikiyor
Kitapta ayri bir bölüm olan Dag Öykülerinde tabiati kesfe cikan okuyucu, beklenmedik sekilde, cizilen atmosferin 15 Temmuzuyla karsilasiyor
Burada baharin gelip gelmedigini anlayamiyorum, kuslar da yok ki onlardan ögrensem. Beni köye birakip gelsen olmaz mi ogul dedi tekrar kadin.
Derken bahar geliyordu. Dizleri baharin gelisini haber verince perdeler bulutsuz bir gökyüzü olurdu, perdelerin yapraga benzeyen desenleri yeserirdi; hatta oradaki oylumlardan bahcenin kapisini da görebilirdi, hep kaybolan makas birden bulunurdu sonra, elindeki yumaklar tomurcuklanirdi, bugün dünle eslesirdi. Böyle zamanlarda kadini kimse tutamazdi artik sehirde.