Ilk caglardan beri uygarlik tarihinin agirlik merkezlerinden biri olan Akdeniz havzasinin siyasi ve ekonomik hayatinda, Kafkasyanin cok ayri bir yeri bulunmaktadir, car 1. Petronun Mümkün oldugu kadar Hindistan ve Istanbula yakin olmak gerekir. Zira, buralara hükmeden dünyaya hükmeder düsüncesini ortaya attigi 1722den beri yönetime gelen bütün carlar, bu amaci gerceklestirmek icin en büyük engel olarak Kuzey Kafkasyayi ve halklarini görmüslerdir.
Düslerin, masallarin hayatin gercekleriyle icice gecip harmanlandigi gizemlerle dolu bir diyardir Kafkasya. Anzureliler göce zorlanan bütün Kafkas halklari gibi, sirtlarindadenkleri ve önlerinde hayata dair umutlarin pesi sira, dogup büyüdükleri, ekip bictikleri topraklari geride birakip Kafkas daglarinin yamaclarindan Anadoluya dogru yola cikmis inadina yasamak icin cileli göc yollarini asabilmek cesaretlerini göstermis ve neslin cocuklaridir. Nice canlar verdiler göc yollarinda, nice canlar dünyaya tarih boyunca yapilan bütün savaslarda her zaman masum insalar toraklarindan kovulup, oradan oraya sürülüp gitmislerdir. Cerkesler de dünyaya mülteci durumuna düsmüs milyonlarca insanin aci kaderi paylasan, ayni aciyi yasayan bir millet olarak tarihin sayfalarina gecmistir.